1 Yorum

İlaç isimlerindeki bu x ve z bolluğu ne iş acaba?

İsimleri Z ile başlayan ilaçlar

British Medicine Journal isimli (hakemli) bilimsel dergide 15 Aralık 2010 tarihinde yayınlanan bir makale, son yıllarda ilaç isimlerinde x ve z harflerinin yoğun olarak kullanılmasına dikkat çekiyordu. (Bu arada bu dergi, bütün makalelerini basılı olarak yayınlamadan önce internete koyan türünün tek örneği olduğu için dergi sayı-numarası-tarihi falan vermedim, basitçe Aralık’ın son sayısı diyebiliriz.)

Makalenin yazarı Rob Stepney’in ilgisini de son yıllarda x ve z harflerinin ilaç isimlerindeki sıklığının önemli derecede artması çekmiş. Araştırmanın girişine yakın bir yerlerde şöyle diyor:

1986 ile 2005 yılları arasında BNF‘ye (İngiltere’de ruhsat verilen ilaçları kaydeden resmi kurum ve onun kitapçığı) kaydedilen 1436 üründen beşte birinden fazlası ya x veya z ile başlıyor ya da vurgulu bir şekilde x veya z harflerini içeriyordu. 1986’da piyasaya çıkan markalı ilaçlardan sadece 19 tanesi bu harflerin biriyle başlarken, o yılı takip eden 20 yıl boyunca, ismi z ile başlayan ilaçların sayısı % 400‘den fazla (63’e), x ile başlayanların sayısı ise % 130 oranında (16’ya) yükseldi.

Continue Reading »

1 Yorum

Erkeklerin azalan cinsel güçleri için maymun testisleri çare olabilir mi?

Bu yazıyı okuyan ve tıbbın herhangi bir alanında çalışan akademisyenler varsa onlar çok daha iyi bilir, Amerika’da National Library of Medicine tarafından yayınlanan  PubMed sitesi, bir araştırmacının başlıca başvuru kaynağı olan ve içinde bir kısmına paralı, bir kısmına ise bedava erişilebilen 20 milyondan fazla bilimsel dergiye ve kitaba atıf barındıran inanılmaz büyüklükte bir bilgi bankasıdır.

İşte ben de, içinde Türkiye’den de birçok yayının yer aldığı ve bu yayınlardaki çok ilginç araştırmalara rastlayabileceğiniz bu sitede aşağıdaki sayfayı gördüm.

California State Journal of Medicine isimli bilimsel tıp dergisinde 1921 yılında yayınlanan bir yazıda “birçok yaşlı adamın cinsel güçlerini arttırmak amacıyla” maymun testislerinin insanlara naklinin yararlı olup olamayacağı tartışılmış. Oldukça kuşkucu ve şüpheli bir dil kullanılan bu yazı aşağıda yer alıyor.

maymun testislerinin insanlara nakli

Elbette ki yazı böyle bir fikrin ne kadar saçma olduğundan, bu gidişle bir sonraki adımın muhtemelen halka kuyruklu maymunların rahimlerinin kısır kadınlarda kullanılması olabileceğinden falan alaycı bir şekilde söz ediyor. Yani, bu fikri ciddi ciddi tartışıyor değil, tam tersine bunlara karşı çıkılıp dur denmesi gerektiğini söylüyor.

Ancak, yine de o günkü Amerikan kamuoyunda bu tür iddiaları ortaya atan “bilim adamlarının” ve bunlara karşı çıkılması ihtiyacının var olduğunu göstermesi açısından ilginç bir tarihi döküman olduğunu düşünüyorum.

Dileyenler, yazının orijinal halini Pubmed’in ilgili sayfasında da görebilirler.

Yorum bırakın

Düşündüren cümleler – II

Sadece 2010 yılı içinde (resmi rakamlara göre) tam 14 işçinin berbat çalışma koşulları yüzünden intihar ettiği Çin’deki Foxconn şirketi, önümüzdeki sene yeni açacağı fabrikaların da sayesinde, yine sadece bir yıl içinde toplam 300.000 tane yeni işçiyi daha işe almayı planlıyormuş.

Foxconn, bu aralar saniyede ortalama olarak 1.5 iPhone üretmekle meşgul. Ve anlaşılan daha da fazlasını üretmek amacında.

Herkes istediğini düşünsün artık.

Foxconn şirketi

Yorum bırakın

Düşündüren cümleler – I

Apple şirketinin 2010 yılının başında borsada hisse değeri 210.73 USD imiş. Şu sıralarda, yani neredeyse yılın kapanışına vardığımız bugünlerde ise 320.73 USD değerine ulaşmış. Bu en basitinden ne anlama geliyor peki? Apple‘ın, petrolden para kazanan Exxon Mobil şirketinden sonra piyasa değeri olarak dünyanın en büyük ikinci şirketi olduğu.

Ve daha pek çok şey tabii.

Yorum bırakın

Yeni bölüm anonsu / Düşünülesi cümleler

Aslında yeni bir bölüm değil de duyurmak istediğim şey, sadece bundan böyle “sıradan” yani her zaman yazdığım yazıların yanısıra değişik formatta bazı “post”ları da bu sitede görmeye başlayacağınız.

Bu postların ana başlığını “Düşünülesi cümleler” koymayı düşündüm, ama aklıma daha iyi bir seçenek gelmediği için bu isimde karar kıldım diyebilirim (Aslında başta “Üzerinde düşünülesi cümleler” diye düşünmüştüm, ama o da çok uzun olduğu ve muhtemelen başlık kısmına sığmayacağı için böyle kısalttım). Türkçe olarak da kulağa çok düzgün gelmediğinin farkındayım bir yandan da. Sonuçta, daha iyi bir öneri gelirse değiştirmem hala mümkün, sonuçta daha başlamadım bile :)

Her neyse, bu kısa yazılar genelde birbirleriyle ilgisi olmayacak, hayatın her alanından çıkabilecek, ilgimi bir şekilde çekmiş bir ya da birkaç cümlelik minnacık yazılar olacaklar. Çoğunlukla tek cümleden oluşmalarını planlıyorum, bana öyle daha güzel bir konsept olur gibi geliyor, ama birlikte göreceğiz bakalım…

Az sonra birincisiyle karşınızda olacağım.

Tebrik için çiçeklerinizi TEV’e ya da benzer bir kuruma gönderir misiniz lütfen?? Çok birikiyor, koku yapıyor sonra :))

10 Şubat tarihli önemli not: Eğer yazıları kronolojik sırayla okuyorsanız (yani eskiden yeniye doğru), verdiğim tarihi bir karardan ancak çok ileride haberiniz olabilecek ve bu arada neden bundan sonra okuyacağınız “Düşünülesi Cümleler”in başlıklarının “Düşündüren Cümleler” olarak değiştiğini merak edeceksiniz (çok umrunuzda da). O yüzden, hemen önünüzdeki daha okunması gereken bir sürü yazıyı atlayıp 10 Şubat 2011 tarihli şu önemli duyuruyu okumanız gerekiyor. Çabuk!

1 Yorum

PCnet yılın en iyilerini seçmiş… Ama küçük bir farkla.

Bilirsiniz aylık dergilerin çoğu için Aralık sayıları en kolay olanlarıdır. Kapak zaten baştan bellidir: “Yılın en iyi ..’leri!” Artık yılın en neleri olduğu derginin ne dergisi olduğuna göre değişir, yılın en seksi kadın ve erkekleri, en gözde tatil yöreleri, en başarılı şusu busu, en güzel bebek örgüleri, böyle sürer de gider. İnsanlar da naapsınlar, can sıkıntısını gidermek için olsa gerek, bu listeleri merak edip alır okurlar, sonra da hayal kırıklığıyla -ki bu sonuç hiç şaşmaz işte- verdikleri paraya yanarak dergiyi bir kenara atarlar.

Pcnet Dergisi Aralık 2010 sayısı kapağıDoğan Burda Grubu’nun çıkardığı “bilgisayar ve internet” dergisi PCnet de bu geleneği bozmamış. Soldaki resmi büyütünce göreceksiniz ki, 2010 yılı Aralık sayısının kapak konusu büyük ve son derece önemli bir dosyadan oluşuyor. Kocaman bir “YILIN YILDIZLARI” başlığıyla tanıtılan bu dosyanın açıklaması derginin kapağında şu şekilde verilmiş: PCnet editörleri 2010’un en iyi donanım, yazılım ve web sitelerini seçti. Yılın parlayan 130 yıldızını yakından tanıyın!” Gerçekten de anonsun dört bir yanında bir sürü yıldız uçuşuyor .

Kapakta verilen bu haberle heyecana kapılan biz okurlar, hemen ilgili sayfaları bulmak için dergiyi karıştırmaya başlıyoruz. Hah, ortalarda bir yerlerde buluyoruz işte, gerçekten de kapsamlı bir dosya, içinde ne ararsan var, her  türlü elle tutulan veya tutulamayan bilgisayarla ilgili ürünün sıralaması sayfalarca yayınlanmış.

Hepsine baştan bakmak isteğiyle, bölümün en başına gitmeye çalışıyoruz ve buluyoruz, işte karşımızdaPCnet dergisinin Aralık 2010 sayısında 2009'un en iyileriEnler” sayfasının başlangıç sayfası. Ama o da ne, yıldızlar falan tamam ama, “YILIN YILDIZLARI” kocaman başlığının altında aynen şunlar yazmıyor mu:

“PCnet editörleri, 2009 yılının en başarılı ürünlerini, web sitelerini ve yazılımlarını seçti. Karşınızda 2009’un yıldızları!”

Ne, 2009‘un mu? İyi ama, 2009‘un en iyi ürünlerini ne yapacağız ki biz? PCnet, sen ne diyorsun? Bunu bize nasıl yaparsın ha, nasıl??!!!

(Asıl, başlığın altındaki oldukça ayrıntılı açıklamalar daha komik aslında. Seçimin ne büyük özenle yapıldığı, nasıl zorlanıldığı, aslında listelere giremeyen ama gayet iyi özelliklere sahip daha bir sürü ürünün var olduğu vb. vb. Pek güzel olmuş gerçekten.)

1 Yorum

Yok artık Internet!! Bu teknoloji olamaz, ya şaka ya da illüzyon olsa gerek. [Video]

Son birkaç senedir söyleyip duruyorum, kimsenin ciddiye aldığı yok. Bu internet teknolojileri, özellikle de mobil aletlere yeterli hafıza ve işlem gücü sığdırmaya başladıkları zamanlardan beri artık iyice çığrından çıktı.

Dünyada bir internet devrimi oluyor, hayatın her alanını etkiliyor ve daha da etkileyecek diyorum, kimse yüzüme bile bakmıyor cidden.

Alın bu videoyu izleyin bakalım, adamlar neler yapmış sonunda… Olacağı buydu işte. World Lens diye bir uygulama (anlaşılan şimdilik sadece iPhone’da), ama uygulama lafı doğru bir kelime değil bunun için, World Lens diye yeni ve çarpıcı bir sihir oyunu demek lazım belki de.

Bir de sonra sorun kendinize, bunu yapan pek de uzak olmayan bir zamanda (hatta belki de şimdilerde) neler yapabilir ya da yapıyordur diye…

Herkese iyi şaşırmalar şimdiden:) Fazla etkisinde kalmayın ha, daha nelerle karşılaşacağız kimbilir…

1 Yorum

Bilim geriye gitmeye başlamış da haberimiz yok!

Aranıyor!John Horgan nam bir gavur kişi varmış, üstelik kendisine de “bilim gazetecisi” unvanını vermişmiş… Elbette acayiplikler ülkesi Amerika’da. Hatta anlaşılan haddini bilmeden bilimin bazı alanlarda nasıl geri gittiği hakkında bir iki tane de kitap yazmış bu adam. Ve yine anlaşılan o ki, oralarda çoğu kişinin yaptığı gibi bakmış ki oradan tutturdu işi (muhtemelen muhafazakarlar arasında şüphesiz), almış devam etmiş bu arkadaş. Yandaki meymenetsiz surat da bizzat kendisi.

İmdi, tüm bunlar sanki yetmezmiş gibi, Scientific American da tutmuş Horgan’ın bir makalesini yayınlamış geçenlerde. Bu makalede, Horgan bilimin geri gittiği alanların özellikle insanın uzayda kolonileşme çabaları, hayatın kaynağını bulma ve bulaşıcı hastalıkları önleme gibi başlıklardan oluştuğunu belirtmiş.

Makalede, hepsini birer birer liste yapmış, nasıl aslında tam da bu konularda mesafe kaydetmişken, bir anda gelişimin durduğunu, hatta gerilediğini kanıtlamış (!).

Şahsi fikrimi sorarsanız, bu tür bir makale bilim gazeteciliği olarak adlandırılacaksa eğer, ancak Scientific American bir “Kelebek” eki çıkarırsa o zaman rahatlıkla anlaşılabilir. Zira yazılar bilim magazinciliğinden öteye gitmiyor, adamın henüz çözülemeyen bazı  problemleri insanlık tam da çözmek üzereyken nasıl bir anda pat diye duruverdiğini kanıtlamak için boşa çabalamasından başka birşey içermiyor. Üstelik verdiği örneklerin çoğu da bilimsel araştırmaları değil, mühendislik yoluyla yapabileceklerimize dair çalışmalar.

Şahsen bunun bir mizah yazısı olduğunu umuyorum, diğer türlü iç karartıcı ve aptalca çünkü.