Yaratıcılık ile ilgili bilimsel araştırmalar tüm dünyada son hızla devam ediyor. Artık konunun medyada da iyice popüler olmasının da etkisiyle, bu araştırmalar ile ilgili haberler de her yerde karşımıza çıkıp duruyor devamlı. Bu durumda, Neşeli Beyin de üstüne düşeni yerine getiriyor ve bu toz duman arasında, en seçmece araştırmaların vardığı öğretici ve ilginç sonuçları dikkatlice ayıklayıp kısa kısa sizin dikkatinize sunmayı bir görev biliyor:
(Hem de artık alamet-i farikası olan orijinal makale linkleri ile birlikte!)
- Son zamanlarda yapılan bir araştırmanın sonucunda, sosyal dışlanma ile çevreyle uyumsuzluğun önemli ölçüde yaratıcılığı arttırdığı görülmüş. Bu çalışmada, araştırmaya katılan deneklerin bir kısmı kendi gruplarından dışlandıkları ve reddedildikleri, diğer bir kısmı üye oldukları grupları tarafından kabul edildikleri ve uyum sağlayabildikleri, kalan kısmı ise bu türden hiçbir sosyal etkinin uygulanmadığı ortamlara yerleştirilmişler. Daha sonra, her üç gruptaki deneklerden kolaj yoluyla birer “eser” ortaya konmaları istenmiş. Araştırmanın sonunda da, bu katılımcıların yaptığı kolaj çalışmaları sanatçılardan oluşan bir “jüri” tarafından değerlendirilmiş. Neyse lafı fazla uzatmayayım, sözün kısası sosyal dışlanma, reddedilme ya da uyumsuzluğun belirgin olarak artistik yaratıcılığın ortaya çıkması ile bağlantılı olduğu görülmüş. Ben bu işi çok merak ettim, detayını nerede bulabilirim diyenler, beklediğiniz şey her bölümün sonunda, işte bu şekilde: (1).
Ama sanmayın ki yaratıcılığınızı arttırmanın tek yolu kendinizi zorla bu tür durumlara düşürmek veya illa ki birisi tarafından reddedilmek. Mesela başka bir araştırmada, insanın kendisinin yedi yaşında bir çocuk olduğunu düşünmesinin bile yaratıcılığının artmasında etkili olduğu bulunmuş (şu anda çok aptalca geldiğini biliyorum, ama biraz sabırla okumaya devam lütfen). Bu çalışmada izlenen metod şu şekilde çalışma özetinde anlatılmış: “Yapılan bir deneyde, tüm katılımcılara aynı sorular sorulmuş, sadece katılımcılardan bazılarına kendilerini yedi yaşında bir çocuk yerine koymaları ve o şekilde düşünmeleri talep edilmiştir. Bu şekilde kendilerini çocuk olarak hayal edilen katılımcıların daha orijinal cevaplar verdikleri sonuçta görülmüştür.” Bu deneye ilişkin linkimiz de eksik değil (2).